10 Eylül 2012 Pazartesi

işitme engelli bireylere konuşma dili kazandırmaya yönelik yöntemler


İşitme engelli bireylerin iletişimini geliştirmeye, konuşma dili kazandırmaya yönelik birçok yöntem vardır.

SÖZEL İLETİŞİM YÖNTEMİ (Oral)

±        Bu yöntemin dayandığı temel ilke, işitme engelli kişinin işitenlerin dünyasında yaşamını sürdürebilmesi için, en yaygın iletişim biçimi olan sözel dili öğrenmesi gerektiğidir.
±        İşaret dilinin öğrenilmesinin konuşma öğrenimine kıyasla daha kolay olması sözel dil gelişimini engelleyebileceği için sözel iletişim yönteminde işarete yer verilmez.

±        Bu yöntemde işitme eğitimi, dudaktan okuma ve konuşma öğretimine ağırlık verilir.

±        İşitme engelli bireyi, ana dilini konuşabilir ve konuşulanı anlayabilir hale getirmeyi amaçlayan bir yöntemdir.

±        İşitme duyusu, bu yöntemde dil edinimi için temel duyu olarak kullanılır.

±        Bu yöntemde işitme engelli çocukların gecikmeli de olsa işiten çocuklarla aynı dil edinim süreçlerini izleyeceği kabul edilir.

±        İşitme engelli çocukların yakın çevrelerindekilerle anlamlı etkileşime girerek dillerini geliştirebileceklerine inanılır.


Doğal işitsel sözel yöntem, sözel iletişim yönteminin bir türüdür ve işitme engelli bireylerde konuşmanın geliştirilmesi, bu yöntemin temel hedeflerinden biridir. Doğal işitsel sözel yöntem, çocukların varolan işitme kalıntılarından yararlanarak, işitme kaybına uygun cihazların kullanılmasıyla, doğal ve etkileşimci ortamlarda konuşma ve dil gelişimini sağlamayı amaçlar. Ancak bu yöntemde erken teşhis, erken cihazlandırma, işitme kaybına uygun cihaz kullanımı, cihaz kullanımında sürekliliği sağlama ve erken eğitim büyük önem taşımaktadır. Dilin öğretilemeyeceği, doğal ortamlarda kazanılabileceği savunulur. Ayrıca  bu yöntemde ailenin eğitime doğrudan katılımı ve ailenin bilinçlendirilmesi vazgeçilmez bir unsurdur. Bu yöntem işaret yöntemini kullanmayı, abartılı görsel ipuçlarını içeren jest ve mimiklerini reddeder. Ancak normal konuşma akışı içinde doğallıkla kullanılan jest ve mimikler, vücut dili ve dudaktan okuma gibi görsel ipuçlarını destekler. Bu yöntemde dinleme becerisinin kazandırılması ve sesin algılanması çok önemlidir. Sesi fark etme, yerini belirleme, sesin ayırt edilmesi, seslerin sınıflandırılması ve aralarında bağlantılar kurulması ise, dinleme becerisinin gelişiminde önemlidir.

İŞARET YÖNTEMİ (Manuel) 




±        Duygu ve düşünceler, nesneler, belli bir dilin harfleri veya konuşma sesleri, beden hareketlerinden oluşturulan ve görsel olarak algılanan işaretlere benzetilmeye çalışılarak iletişim sağlanır.

±        Özellikle çok ileri derecede işitme kaybı olanlar tarafından kullanılan bir iletişim şeklidir.

±        Kolay öğrenilen bir yöntem olmakla birlikte, toplumda işaret dilinin bilinme düzeyi göz önüne alındığında, işitme engelli bireyin, çevreyle iletişiminde zorlanmasına ve toplumdan uzaklaşmasına sebep olabilmektedir.

±        İşaret dilinin ilden ile, okuldan okula, sınıftan sınıfa ve hatta öğretmenden öğretmene farklılık gösteriyor olması ve kullanılan işaret sisteminde belli bir standardın olmayışı, bu yöntemle ilgili olarak yaşanan bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.



İşaret dili: Bazı nesne ve fikirlerin işaretlerle anlatılmasından oluşur. İşaret dili, konuşulan dillerin yapılarından farklı bir gramatik yapıya sahip bir dil olarak  işaretlerle (el, kol biçimleri, hareketler) ifade edilen bir iletişim sistemidir. İşaret dili daha çok doğuştan engelli olup eğitim görmemiş işitme engelli bireylerin kullandığı bir yöntem olarak bilinmektedir.



Parmak alfabesi: Belirli bir dilin harflerini parmaklarla görülür hale getirmeye dayanır. Bu yönteme göre işitme engelli kişi parmaklarıyla havada yazı yazarak iletişim kurar. Daha çok yazı dilini bilenler tarafından kullanılır. Bu yöntemin etkililiği, o dilin harflerinin parmakla anlatıma uygun olmasına bağlıdır.



Belgili (işaretli) konuşma: Dilin konuşma seslerini elle belirtmeye dayanmaktadır. Her ses için bir özel işaret kullanılmaktadır.








TOTAL YÖNTEM 


±        İşitme engelli bireylerin kendi aralarında ve diğer insanlarla en etkili iletişimi kurabilmelerinde işitsel, sözel ve işaret yöntemi gibi toplumda geçerli tüm iletişim biçimlerinin birleşiminden yararlanmasını amaçlayan bir yöntemdir.

±        Bu yöntemin temelini, yöntemin bir araç olduğu ve aracın amaçlarla uyum içinde olması gerektiği düşüncesi oluşturmaktadır.

±        Burada belli bir çocuğa hangi yöntemin daha uygun olduğunu belirlemedeki hedefin, çocuğun ihtiyaçlarını en uygun biçimde karşılamak olduğu belirtilmektedir. Yani bu yöntem bireysel farkların ve bireysel ihtiyaçların önemini vurgulamaktadır.

±        Ancak, yöntemin uygulanmasında belli bir standardın olmayışı iletişimde sorunlara sebep olmaktadır. İşitsel, sözel ve işaret yöntemlerinin kim tarafından, nasıl uygulandığı sorularına verilecek net cevaplar, belli bir standardın oluşması açısından önemlidir.



İKİ-DİL YÖNTEMİ (BILINGUAL)




±        İşitme engellilerin eğitiminde, yeni sayılabilecek bir yöntemdir.

±        Genel olarak erken yaşlarda, iki dilin eşzamanlı olarak öğrenilmesine dayanır.

±        İşitme engellilerin eğitimi açısından bakıldığında işaret dilinin ilk dil, sözel dilin ikinci dil olarak öğrenilmesi şeklinde tanımlanabilir. Burada herhangi bir dilin, diğerine üstünlüğü söz konusu değildir.

±        Yöntemin çıkış noktalarından biri, işitme kaybından kaynaklı “işitme engellilerin” engelli olmadıkları, kendilerine ait ayrı dilleri ve kimlikleri olan bir alt grup olduklarına yönelik düşüncelerdir.

±        İşaret dilinin işitme engelli bireyin iletişim ve ihtiyaçlarını karşılayacak bir anadili olduğu ve işitme engelliler tarafından tercih edildiği savunulmaktadır.

±        İşitme engellilerin sözel dili de öğrenmeleri gerektiği çünkü, günümüz dünyasında birçok bilginin yazılı biçimde sunulduğu ve okuma yazma bilmemenin kişinin toplumda engelli olarak nitelendirilmesi ile sonuçlanabileceği ileri sürülmektedir.

±        İşaret dili yetkin bir şekilde konuşulmaya başlandıktan sonra, sözel dilin, özellikle de okuma yazma boyutunun öğretilmesi gerekmektedir.

±        Bu yaklaşımda, çocuğun (1 yaş gibi) erken bir yaşta işaret dilini öğrenerek, iletişim boyutundaki tüm sorunlarının çözümlenerek akademik bilgilere hazır bir hale gelmiş olacağı düşünülür.
(www.ozelegitimsitesi.com)







Hangi ses nasıl çıkarılır?


HANGİ SES NASIL ÇIKARILIR?

1-) B: B” sesinin telaffuzunda “P” sesinden faydalanılır. “P” sesi telaffuz ettirilirken çocuğun hançeresi üzerine biraz temas yaparak hançerede bir titreşim olduğu hissettirilir, “D” sesi meydana gelir. Çok defa bu ses “M” sesi ile karıştırılır. Buna engel olmak için çocuğun burnunu sıkmak ve titreşimin hançereden geldiğini hissettirmek gerekir. 
2-) P : “P” sesini çıkartmak için önce dudaklar kapatılır ve birdenbire açılır. Çocuklar bunda başarılı olamazlarsa önlerine küçük kâğıt parçaları ve tebeşir tozu konur. ( puuuuuuu şeklinde üfletilir) Bazen “P” sesiyle “B” sesi ağızdaki söylenişleri aynı olduğu için birbirine karıştırılır. Bunları ayırt etmek için öncelikle hançeredeki titreşim saptanır. “P” nefes sesi olduğu için hançerede titreşim olmaz. Diğer bir çalışma şekli de elimize bir kâğıt şerit alırız, “8” dediğimiz zaman kâğıt hareket etmez, “P” de ise hareket eder. Buna benzer daha birçok çalışma yapılabilir. 3-) D : “T” telaffuz ettirilirken çocukların hançerelerine hafifçe bastırılırsa “D” sesi meydana gelir. “T” ile “D” arasındaki fark hançeredeki titreşim ve ağızdan çıkan nefesi, kâğıt ile kontrol ettirilerek çocuklara fark ettirilir. “D” harfini “N” gibi çıkaran çocukların burunları sıkılınca “D” sesi çıkar. 4-) T : “T” sesini çıkartmak için çocukların ellerine ince bir kâğıt parçası verilerek ( tı-tı) şeklinde üfletilir. Bu sesi çıkarırken elimizle dudaklar biraz yana getirilirse “F” sesini çıkarmış olur.
5-) V : “V” sesini çıkartmak için “F” sesinden hareket edilir. “F” telaffuz edilirken alt dudak büzülerek sıkılırsa “V” sesi çıkar.
6-) F : “F” sesini çıkarmak için üfleme yapılırken üst dişlerimizi alt dudağa temas ettirirsek “F” sesi çıkar. “S” sesinden de “F” sesine kolay geçilir.
7-) H : “H” sesini çıkartmak için nefes ayna üzerine boşaltılarak aynadaki buğulanma çocuğa gösterilir.
8-) L: Dil ucu üst dişlere temas eder, dil önü sert damağa kalkar. Nefes dilin kenarlarından yanlara doğru çıkmış olur. Ağzın durumu bu sesten önce veya sonra gelene bağlıdır. “L” sesi ‘la la’ hecelerinin tekrarı ile geliştirilir.
9-) M : “M” sesini çıkartmak için öncelikle çocukların “M- M - M” titreşimi tespit ettirilir. Sonra dudaklar birbirinden ayrılınca ( M) sesi kendiliğinden çıkar. Bu sesin ağızdaki söylenişi “D”, “P” ye uyduğu için çok defa bu seslerle karışır. Buna engel olmak için burundaki titreşimi tespit etmek yeterlidir. Burun seslerini çıkartırken, çıkışları aynı olan seslerle karıştırıldığı zaman ayırt etmek için madeni aynalardan; cep aynalarından faydalanılır. Örneğin: “M” dediğimiz zaman ayna üzerinde nefes izi vardır. “B” sesinde bu yoktur.
10-) N : “N” sesinin telaffuzu Çoğu kez “T-D” sessizleri ile karıştırılır. Bunun sebebi bu sessizlerin çıkış şekillerinin yakınlığıdır. Buna engel olmak için “N” sesinin telaffuzunda burun titreşiminin, çocuğa fark ettirilmesi yeterlidir. Ses genizden çıkıyorsa çocukların
11-) S :”S” sesini çıkartmak için, önce nefes alıştırmaları yaptırılır ve nefes verilirken çıkan soğuk nefes çocuğun eline temas ettirilir. “Sssss” gibi, bu çalışmalar anında, dişler birbirine iyice yaklaştırılır. Yalnız bu yaklaşma fazla yapılırsa ıslık sesi çıkar. Buna engel olmak için çocuğun dişleri arasına kalınca bir kâğıt konur ve çıkarılır. Kalan açıklığın korunması çocuklardan istenir. Bu sesi meydana getirmek için dilin alt çeneye iyice yatması gereklidir. Yalnız bu çalışmaların başında öncelikle çocukların dilleri dışarıda olmak üzere “S” sesi çıkartılmaya çalışılır. Sonra dillerini içeri, dişlerinin arkasına çekmeleri söylenir. Başka bir çalışma şekli de “F” sesi çıkarılırken alt dudak biraz aşağı çekilirse “S” sesi çıkar. “S” sesinin çıkartılmasında “Z” sesinin çıkışından yararlanılır.
12-) Ş : “Ş” de nefes sıcaktır. “Ş” sesini çıkartmak için önce çocuklara “S” sesi çıkarttırılır. “S” sesi telaffuz edilirken parmaklarımızla dudakları yanlardan öne doğru toplarsak ve dilin ucunu biraz geriye çekersek “Ş” sesi meydana gelir.
13-) J: Bu sesi çıkartmak için “Ş” sesi çıkarılırken hançere üzerine bastırılırsa “J” sesi meydana gelir.
14-) Z : “Z” sesini çıkartmak için “S” sesi telaffuz ettirilir. Çocukların hançereleri üzerine titreşim yaptırılır. Titreşim parmaklar ile hissettirilir.
15-) Ç : “Ç” sesini çıkarmak için “T” den hareket edilir. “T” sesi telaffuz edilirken parmağımızla dilin ucunu dişleriniz arasına hafifçe bastırırsak “Ç” sesi çıkar. “TŞ” bileşimi çabuk çıkartılırsa “Ç” olur. Dil ucu, ön alt çene diş etlerinin dibine bastırılarak “T” çıkarılırken “Ç” çıkar. Yine “Ç” sesi çıkarmak için çocuğun eline tebeşir tozu konur, “T” çıkarırken üfleme yapar. Aynı işlem mumla da yapılır.
16-) C : “C” sesini çıkarmak için “Ç” sesi telaffuz ettirilir ve hançere üzerine elin yanıyla hafif basınç yapılırsa “C” sesi meydana gelir.
17-) K : “K” sesini elde etmek için “T” sesinden hareket edilir. “T” telaffuz edilirken dilin ucu geriye doğru itilirse “K” sesi meydana gelir.
18-) G : “G” sesini elde etmek için “D” sesini telaffuz ederken dilin ucu geri itilirse “G” sesi çıkar. Başka bir çalışma şekli de “K”yı telaffuz ederken hançere seslerinin üzerine parmakla biraz bastırılırsa “G” sesi çıkar.
19-) Y :  “Y” sesi çok hafif bir sestir. Bunu çıkartmak için “İ A”dan “Y” ye geçilir. “Y” sesini çıkartmak için “R” sesinden hareket edilir. “R” sesi titreşimsiz yapılırsa “Y” sesi meydana gelir. Bunun için “R” telaffuz edilirken dilin üstten ucu hafifçe basılırsa “Y” meydana gelir.
20-) R : “R” sesini çıkartmak için çocuğa su ile gargara yaptırılır. Diğer bir şekil de ise brrrrr dedirterek dudak titretilir. Oradan dil titreşimine geçilir.
(İşitme Engelliler Eğitim Uygulama Okulu program kitabından)